Tarihî Yarýmada’nýn ortasýnda bulunan Yerebatan Sarnýcý, 542 yýlýnda Bizans Ýmparatoru I. Justinianus (527-565) tarafýndan Büyük Saray’ýn su ihtiyacýný karþýlamak üzere yaptýrýlmýþtýr. Suyun içinden yükselen mermer sütunlarýn arasýndaki ihtiþamýndan dolayý halk tarafýndan “Yerebatan Sarayý” olarak da anýlmaktadýr. Yabancý kaynaklarda geçen “Basilika (Basilica)” isminin ise sarnýcýn yakýnýnda bulunan Ilius Basilikasý’ndan geldiði rivayet edilir.
Yerebatan Sarnýcý 9.800 m2’lik bir alaný kapsayan dev bir yapýdýr. Burada her biri 9 metre yüksekliðinde 336 sütun bulunmaktadýr. Belirli aralýklarla dikilen bu sütunlar, her sýrada 28 tane olmak üzere 12 sýra meydana getirirler. Suyun içerisinde yükselen bu sütunlar uçsuz bucaksýz bir ormaný hatýrlamakta ve ziyaretçiyi sarnýca girer girmez etkilemektedir.
Sarnýcýn kuzeybatý köþesindeki iki sütunun altýnda kaide olarak kullanýlan iki Medusa baþý Roma Çaðý heykeltraþlýk sanatýnýn þaheser örneklerinden biridir. Medusa’yla ilgili mitolojiye dayandýrýlan birçok efsane bu sarnýcý daha da gizemli kýlar. Bir söylenceye göre Medusa yeraltý dünyasýnýn diþi canavarý olan üç Gorgonadan biridir. Bu üç kýz kardeþten yalnýzca yýlanbaþlý Medusa olumludur ve kendisine bakanlarý taþa çevirme gücüne sahiptir. O dönemde büyük yapýlarý ve özel yerleri kötülüklerden korumak amacýyla Gorgona kafalarýnýn resim ve heykellerinin konulduðu, Medusa’nýn da bu düþünceyle buraya yerleþtirildiði zannedilmektedir. Bir baþka rivayete göre Medusa siyah gözleri, uzun saçlarý ve güzel vücudu ile övünen bir kýzdý. Uzun zamandan beri Zeus'un oðlu Perseus'u sevmektedir. Bu arada Athene de Perseus'u sevmekte ve Medusa'yý kýskanmaktadýr. Bunun için Athene, Medusa'nýn saçlarýný korkunç yýlanlar biçimine sokar. Artýk Medusa kime baksa, baktýðý kimse taþ kesilir. Daha sonra onu bu biçimde gören Perseus heyecanla Medusa'nýn büyülendiðini düþünerek baþýný keser, baþýný eline alýp düþmanlarýný taþa çevirerek birçok savaþlar kazanýr. Bu vakýadan sonra Medusa'nýn eski Bizans'ta kýlýç kabzalarýna ve sütun kaidelerine ters ve yan olarak iþlendiði söylenmektedir.
Sarnýç kurulduðundan günümüze kadar çeþitli onarýmlardan geçmiþtir. Osmanlý Ýmparatorluðu Dönemi’nde iki defa restore edilen sarnýcýn ilk onarýmý III. Ahmet zamanýnda (1723) Mimar Kayserili Mehmet Aða tarafýndan yaptýrýlmýþtýr. Ýkinci onarým ise Sultan II. Abdülhamit (1876-1909) zamanýnda olmuþtur. Cumhuriyet Dönemi’nde de sarnýç 1987’de Ýstanbul Belediyesi tarafýndan temizlenerek ve bir gezi platformu yapýlmak suretiyle ziyarete açýlmýþtýr. 1994 Mayýsý’nda yeniden büyük bir temizlik ve bakýmdan geçmiþtir.
Ýstanbul gezi programlarýnýn ayrýlmaz bir parçasý olan bu gizemli mekâna, bugüne kadar ABD eski Baþkaný Bill Clinton’dan tutun Hollanda Baþbakaný Wim Kok’a, Ýtalyan eski Dýþiþleri Bakaný Lamberto Dini’den Ýsveç eski Baþbakaný Göran Persson’a ve Avusturya eski Baþbakaný Thomas Klestil’e kadar birçok kiþi konuk oldu.
Hâlihazýrda Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi iþtiraklerinden Kültür A.Þ. tarafýndan iþletilen Yerebatan Sarnýcý, müze olmanýn yanýnda ulusal ve uluslararasý birçok etkinliðe ev sahipliði yapmaktadýr.
77763
Toplam Gösterim75903
Sayfa Gösterim1860
Youtube Gösterim0
StreetView Gösterim