0(242) 874 20 22
simena@muze.gov.tr
Günümüzde Kaleköy olarak anılan antik Simena küçük bir Likya kıyı kenti olup, M.Ö. 4. yüzyıldan günümüze kadar iskan görmüÅŸ stratejik bir nokta olma özelliÄŸi gösterir. Bu özelliÄŸini en canlı yansıtan kalıntı günümüze dek saÄŸlam kalmış kale olup, buradan Kekova ve çevresinin mükemmel manzarasını izlemek mümkündür.
Simena, Türkiye'nin sadece denizden ulaşılabilen nadir yerleÅŸimlerinden biridir. Kekova Adası ve çevresindeki kıyılarda doÄŸal, kültürel ve coÄŸrafi deÄŸerlerin korunması amacıyla oluÅŸturulmuÅŸtur, 260 km² alanı kaplayan Kekova Özel Çevre Koruma Alanı'nın içerisinde yer alan Simena Antik Kenti, 1. Derece arkeolojik sit alanı olarak tescillidir.
Yöreye adını veren Kekova, hem Simena'nın tam karşısında kıyıya en yakın yeri 500 m. olan 7.4 km. uzunluÄŸundaki adanın, hem de Simena, Teimiussa (Üçağız), Aperlai (Sıcak) Ä°skelesi, Akvaryum Koyu, Gökkaya Koyunu da içine alan bölgenin genel adıdır.
Adanın Simena'ya bakan kuzey kıyıları denizin 4-5 m. derinliklerine kadar uzanan, yarısı suyun içinde, yarısı dışında taÅŸ merdivenler, ev kalıntıları, iskele kalıntıları gibi antik çaÄŸlardaki depremlerde kısmen suya gömülen uygarlığın izleriyle doludur. Simena, Kekova Adası'nın karşısında bulunan yarımada üzerinde konumlanmıştır.
Kekova Bölgesi'ne karadan ilk giriÅŸ yeri olan antik dönemde Teimiussa liman kenti olarak bilinen Üçağız, komÅŸu Simena'nın yanında yer alan, Akdeniz'in en ÅŸiddetli dalgalarına karşı denizcileri koruyan en güvenilir köÅŸeydi.
Kaleköy ile Üçağız arasında özellikle lahitler için taÅŸocağı olarak kullanılmış küçük adacıklar arasından kıyıya doÄŸru su altında kalmış yol ve rıhtım kalıntılarını izlemek mümkündür.
Simena Antik Kenti'nin adının ilk kez Pilinius (M.S. 1. yüzyıl) tarafından anılmış olmasına raÄŸmen Likya yazısıyla yazılmış kitabe ve Aperlai'de bulunan gümüÅŸ sikkeden anlaşıldığı üzere, tarihi M.Ö. 4. yüzyıla kadar inmektedir.
Bölge Roma Ä°mparatorluÄŸu'na katıldıktan sonra Simena'nın bağımsız bir ÅŸehir olarak yaÅŸamını sürdüÄŸü anlaşılmaktadır.
Kıyıya yanaşıldığında göze çarpan ilk yapı, kitabesinde "Aperlai halkı ve meclisi ile birliÄŸin diÄŸer ÅŸehirleri tarafından Ä°mparator Titus'a armaÄŸan edilmiÅŸtir" yazılı olan ve M.Ö.79 yıllarında yapıldığı düÅŸünülen, Roma hamam kompleksine ait yapı kalıntılarıdır.
Sahilden dik bir patika ve yer yer antik basamaklar yardımıyla kaleye ulaşılırken iki lahit dikkati çeker. Biri küçük eksedraya, diÄŸeri ise Ä°dargus oÄŸlu Mentor'a adandığına dair kitabeye sahiptir. Kaleye ulaşıldığında ilk göze çarpan kalıntı doÄŸal kayaya oyularak inÅŸa edilmiÅŸ, 7 oturma sıralı, 300 kiÅŸi kapasitesi ile Simena'nın önemli kalıntılarından biri olan tiyatrodur. Su sarnıçları, kaya mezarları ve önce tapınak, ardından kilise ve en son cami olarak kullanılmış dini yapının izleri kalenin diÄŸer kalıntıları arasındadır. Kıyıda su içinde Likya tipi lahitler, mendirek ve yapı kalıntıları durgun havalarda rahatlıkla görülebilir. Kalenin kuzey- doÄŸusunda ise lahitler ve kaya mezarlardan oluÅŸan geniÅŸ bir nekropol alan uzanır. Ev tipi mezarın birinde Lykia dilinde yazıt dikkat çekicidir.
10791
Toplam Gösterim10791
Sayfa Gösterim0
Youtube Gösterim0
StreetView Gösterim