Göbeklitepe, Dağeteği Mahallesi, 63290
04143131588
sanliurfamuzesi@ktb.gov.tr
Kaynak: https://sanalmuze.gov.tr Şanlıurfa şehir merkezinden yaklaşık olarak 22 km uzakta, Örencik Köyü yakınında bulunan tarihin bilinen en eski ve en büyük tapınağıdır. 23 adet tapınak yapısı bulunmaktadır. "T" şeklinde dizilmiş 10-12 dikilitaşın yuvarlak biçimde yerleştirilmesi ve aralarına duvar örülmesiyle oluşturulmuştur. Merkezinde ise diğerlerinden daha yüksek ve heybetli iki dikilitaş bulunmaktadır. İki merkez dikilitaş serbestçe dururken diğer dikilitaşlar taş duvarlar ve banklarla birbirlerine bağlanmıştır. Sütunların üzerinde hayvan figürü kabartmaları (yaban domuzu, yaban ördeği, boğa, yılan gibi bölgede yaşayan hayvanların figürleri) ve çeşitli semboller bulunmaktadır. Ayrıca sütunların ağırlıkları 40 ila 60 ton arasında değişiyor. Fakat o dönemin şartlarında bu taşların kimler tarafından ve nasıl taşındığı hala bilinmiyor. Yaklaşık 300 metre çapında ve 15 metre yüksekliğe sahip bir alanda bulunur. 20 yıl boyunca burada kazı çalışmalarını gerçekleştiren Prof. Dr. Klaus Schmidt, T biçimli ve bazılarında el ve parmakların da görüldüğü bu sütunların insan figürlerini temsil ettiğini kesin bir biçimde dile getirmektedir. Kazılarda elde edilen buluntuların bir kısmını Şanlıurfa Müzesi'nde görmek mümkündür. Göbeklitepe, Neolitik Çağ’a ait bir yapıdır. Cilalıtaş Çağı olarak da bilinen ve bu dönemden günümüze kadar gelen Göbeklitepe'nin yaşının 12.000 olduğu ileri sürülüyor. Bu da, bu kadar eski olduğu düşünülen yapının Stonehenge ve Mısır Piramitlerinden daha eski olduğunu ortaya koyuyor. Göbeklitepe'den önce bilim adamları, neolitik çağ insanını göçebe küçük gruplar halinde örgütlendiği düşünülen avcı-toplayıcı topluluklar olduğunu düşünüyorlardı. Göbeklitepe’den sonra ise Neolitik Çağ insanının çok daha gelişmiş bir el becerisi, mimari ve matematiksel zekâya sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Şanlıurfa Göbeklitepe Ören Yeri, ilk kez 1963 yılında Chicago ve İstanbul Üniversitesi'nin ortaklaşa yürüttükleri işbirliği ile bölgede yapılan “Güneydoğu Anadolu Araştırma Projesi” kapsamında yüzey araştırmaları sırasında saptanmıştır. Göbeklitepenin, anıtsal ve arkeolojik değeri 1994 yılında Heidelberg Üniversitesi’nden Klaus Schmidt tarafından bölgede yapılan araştırmalar sırasında fark edilmiştir. 1995 yılında Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi işbirliği ile Klaus Schmidt başkanlığında kazı çalışmaları başlatılmıştır. Günümüzde çalışmalar hala devam etmektedir.
473
Toplam Gösterim473
Sayfa Gösterim0
Youtube Gösterim0
StreetView Gösterim