Mithatpaşa Caddesi, 1087, Güzelyalı
0 (232) 293 38 17
iletisim@aassm.org.tr
Ä°zmir BüyükÅŸehir Belediyesi’nin kente armaÄŸanı Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi (AASSM), sanata dair uzun soluklu bir düÅŸün gerçeÄŸe dönüÅŸmesidir. 2000 yılında bir proje yarışmasıyla baÅŸlayan bu düÅŸ, 27 Aralık 2008 tarihinde hayata geçirilmiÅŸtir. 29.500 m2 toplam alana sahip olan Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi, içerisinde 1133 kiÅŸilik büyük salon, 244 kiÅŸilik küçük salon, 5 adet sergi salonu, açık alan etkinlerine de uygun yapısıyla Türkiye’nin en nitelikli sanat merkezlerinden birisidir. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi, teknik ve akustik bakımından da Türkiye’nin en iyi sanat merkezidir. Akustik projesi Sidney Opera Evi ve Londra Kraliyet Opera Binası projelerini de tasarlayan ARUP Firması tarafından gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir. 27 Aralık 2008 tarihinde açılış üçlemesi konserleri ve Ä°stanbul Modern Sergisi ile sanatseverlere merhaba diyen AASSM, o günden bu güne kadar her kesimin ilgisini çekebilecek birçok etkinliÄŸe ev sahipliÄŸi yapmıştır. Açılışından günümüze Ä°zmir halkı tarafından programları beÄŸeniyle takip edilen Ä°zmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın haftalık konserleri, Ä°zmir Opera Balesi'nin seçkin etkinlikleri ile Ä°zmir Kültür Sanat ve EÄŸitim Vakfı’nın gerek ulusal gerekse uluslararası basında büyük ses getiren Ä°zmir Avrupa Caz Festivali ve Uluslararası Ä°zmir Festivali’nin çeÅŸitli etkinlikleri AASSM’ nin büyüleyici atmosferinde can bulmuÅŸtur.
Ahmed Adnan Saygun
Sanatçı, 7 Eylül 1907 tarihinde Ä°zmir'de doÄŸmuÅŸtur. Klasik batı müziÄŸinde yapıtlar vermiÅŸ bir Türk baÄŸdarı, müzik eÄŸitimcisi ve budun müzik bilimcisidir (etnomüzikolog). Saygun, T.C. ilk Devlet sanatçısıdır. Türk müzik tarihinde Türk BeÅŸleri olarak anılan bestecilerden birisi olan Saygun, ilk Türk operasının bestecisidir. Cumhuriyet Dönemi Türk müziÄŸinin en çok seslendirilen eserlerinden "Yunus Emre Oratoryosu" en önemli yapıtıdır. Önemli din bilginleri yetiÅŸtirmiÅŸ Ä°zmirli köklü bir aileden gelen Saygun'un babası sonradan Ä°zmir Milli Kütüphanesi'nin kurucuları arasında yer alacak olan öÄŸretmen Mahmut Celalettin Bey, annesi Konya'nın DoÄŸanbey mahallesinden gelip Ä°zmir'e yerleÅŸmiÅŸ bir ailenin kızı olan Zeynep Seniha Hanım'dır. 1922 yılında, Macar Tevfik Bey'in öÄŸrencisi oldu. 1925 yılında Fransızca olan La Grande Encyclopedie'den müzikle ilgili makaleleri çevirerek birkaç ciltlik büyük bir Musiki Lugati meydana getirdi. Ä°lkokullarda öÄŸretmenlik yaptığı dönemde Ziya Gökalp'in, Mehmet Emin'in, Bıçakçızade Hakkı Bey'in ÅŸiirleri üzerine okul ÅŸarkıları yazdı. 1925 yılında devletin yetenekli gençleri müzik eÄŸitimi için Avrupa'daki önemli konservatuarlara göndermek üzere açtığı sınava girmek isteyen genç müzisyen, annesinin ani ölümü üzerine bu fırsatı kaçırdı. Orta dereceli okullarda müzik öÄŸretmenliÄŸi yapmak için açılan sınavı kazanarak 1926 yılından itibaren bir süre Ä°zmir Erkek Lisesi'nde müzik öÄŸretmenliÄŸi yaptı. 1927–1928 yıllarında "Re Majör Senfoni"yi besteleyen sanatçı; 1928 yılında hükümetin müziÄŸe yetenekli gençler için açtığı sınavı tekrarlaması üzerine bu sefer fırsatı yakaladı ve devlet bursuyla Paris'e gönderildi. Vincent d'Indy (Kompozisyon), Eugène Borrel (Füg), Paul le Flem (Kontrpuan), Amédée Gastoué (Gregoryen ezgileri) ile çalıştı. Paris'teyken Op. (Opus) 1 sıra numaralı Divertissement adlı orkestra eserini yazdı. Saygun’un bu bestesi 1931 yılında jüri baÅŸkanının Henri Defossé (Cemal ReÅŸit Rey'in orkestra ÅŸefliÄŸi hocasıdır) olduÄŸu Paris’teki bir beste yarışmasında ödül kazandı. Saygun, 1931'de Türkiye'ye dönüp bir süre Musiki Muallim Mektebi'nde müzik öÄŸretmenliÄŸine baÅŸladı; müzik imlası ve kontrpuan dersleri verdi. Ahmed Adnan Bey ve ailesi 1934'te Soyadı Kanunu üzerine matematik öÄŸretmeni babasının isteÄŸi ile "Saygın" soyadını aldı; ancak baÅŸkası tarafından alındığı gerekçesiyle bir süre sonra soyadları "Saygun" olarak deÄŸiÅŸtirildi. Adnan Saygun, 1934 yılında devlet baÅŸkanı Atatürk'ün talebiyle, Türkiye'yi ziyaret edecek olan Ä°ran Åžahı Rıza Pehlevi ÅŸerefine ilk Türk operası olan Op. 9 Özsoy Operası'nı bir ay gibi çok kısa bir sürede yazdı. Liberettosunu Münir Hayri Egeli'nin yazdığı opera, Türk milletinin doÄŸuÅŸunu, Ä°ran ve Türk milletlerinin kökü uzak tarihe dayanan kardeÅŸliÄŸini ifade etmekteydi. Eserin prömiyeri 19 Haziran 1934 gecesi Atatürk ve Rıza Pehlevi huzurunda gerçekleÅŸtirildi. Sanatçı, Özsoy'un sahnelenmesinden sonra Yalova'daki yazlık evinde kendisini kabul eden Atatürk'e Türk musikisi hakkında bir rapor sundu. GüneÅŸ-Dil ve Türk Tarihi teorilerinden etkilenerek hazırlanmış bu rapor 1936'da "Türk Musikisinde Pentatonizm" baÅŸlığı ile yayımlandı. Yalova'dan dönüÅŸte vekaleten Riyaset-i Cumhur Orkestrası ÅžefliÄŸine getirilen sanatçı; bu görevini bozulan saÄŸlığı nedeniyle Ä°stanbul'a gidiÅŸi nedeniyle ancak bir kaç ay sürdürebildi. Orkestra ile ilk konserini 23 Kasım 1934'te verdi. 1934 yılı Kasım ayı sonunda Saygun'a Atatürk'ten yeni bir opera sipariÅŸ geldi. 27 Aralık gecesi temsil edilmek üzere TaÅŸbebek operasını bestelemeyi baÅŸaran sanatçı, bu operada yeni Cumhuriyet insanının doÄŸuÅŸunu anlattı. Eser, 27 Aralık 1934 gecesi Ankara Halkevi'nde sahnelendi; orkestrayı çok hasta olmasına raÄŸmen bizzat Saygun yönetti. Temsilin ardından Ä°stanbul'a giden ve beÅŸ ay ara ile iki kulak ameliyatı geçiren Saygun'un, görevini ihmal ettiÄŸi gerekçesiyle CumhurbaÅŸkanlığı Senfoni Orkestrası'ndaki ve ardından Musiki Muallim Mektebi'ndeki iÅŸine son verildi; Ankara Devlet Konservatuarı'nın kuruluÅŸ çalışmalarından da uzaklaÅŸtırıldı. Saygun, 1936'da Ä°stanbul Belediye Konservatuarı'nda öÄŸretmenliÄŸe geri döndü; 1939'a kadar bu görevde kaldı. Sanatçı, "Yunus Emre Orotoryosu" adlı ünlü yapıtının seslendiriliÅŸine kadar sürecek olan bir gözden düÅŸme dönemine girmiÅŸti. Saygun Ä°stanbul'da iken Ankara'da devam eden yeni bir konservatuar kurma çalışması, Saygun'un savunduÄŸu "kültürel ulusallık" fikrini deÄŸil, "evrensel müzik" anlayışını destekleyenler tarafından sürdürüldü. Konservatuar, bu iÅŸ için danışman olarak getirilen konservatuar Paul Hindemith'in evrenselci müzik görüÅŸleri doÄŸrultusunda 1936 yılından kuruldu. Adnan Saygun ise 1936 yılında Halkevleri'nin daveti üzerine Türkiye'ye gelen Macar besteci ve etnomüzikolog Bela Bartok'a Anadolu gezisinde eÅŸlik etti. Birlikte özellikle Osmaniye dolaylarından derledikleri türküleri notalaÅŸtırdılar. Çalışmaları, "Bela Bartok’un Türkiye’deki Halk MüziÄŸi AraÅŸtırmaları” baÅŸlıklı bir kitap haline getirilerek 1976 yılında Macar ilimler Akademisi tarafından Ä°ngilizce bastırılmıştır. Saygun, 1939 yılında Halkevleri'nin önerdiÄŸi müfettiÅŸlik görevini kabul etti ve bu vesile ile Türkiye'yi dolaÅŸtı. 1940 yılında bir konser için Ankara'ya gelen ancak ülkelerinden Nazi baskısı nedeniyle geri dönmeyen BudapeÅŸte Kadın Orkestrası üyelerinden Macar asıllı Irén Szalai (sonradan Nilüfer adını almıştır) ile 1940 yılında evlendi; çiftin çocuÄŸu olmadı. Halkevleri'ndeki görevinin yanı sıra 1940 yılında "Türk Müzik BirliÄŸi" adlı bir koro kuran Saygun, bu koro ile düzenli oda müziÄŸi konserleri verdi. "Halkevlerinde Musiki" adlı bir kitap yayınladı. Yunus Emre Orotoryosu 1943 yılında CHP'nin açtığı yarışmada birincilik ödülünü Ulvi Cemal Erkin'in piyano konçertosu ve Hasan Ferit Alnar'ın Viyola Konçertosu ile paylaÅŸtı. Saygun'un 1942'de tamamladığı Yunus Emre Oratoryosu, 25 Mayıs 1946'da Ankara’da Dil Tarih CoÄŸrafya Fakültesi'nde seslendirildi ve büyük baÅŸarı kazandı. En önemli eseri kabul edilen bu eser, daha sonra Paris'te ve 1958 yılında BirleÅŸmiÅŸ Milletler kuruluÅŸ yıldönümü verilesiyle New York'ta ünlü orkestra ÅŸefi Leopold Stokowski yönetiminde seslendirilmiÅŸtir. Bu eserle Saygun, çocukluÄŸunda Ä°zmir Kemeraltı Çarşısı'nın DerviÅŸler Caddesi'nde Mevlevi derviÅŸlerden duyduÄŸu ezgileri Avrupa ve Amerika'ya sonradan eserin çevrileceÄŸi 5 ayrı dile taşımış oluyordu. Sanatçı eserin Ankara'daki ilk temsilinden sonra 1946 yılında Halkevleri müÅŸavir ve müfettiÅŸliÄŸinin yanı sıra Ankara Devlet Konservatuarı'na kompozisyon öÄŸretmeni olarak atandı. Aldığı davetler üzerine Londra ve Paris'e gitti; halk müziÄŸi üzerine çalışmalar yaptı; konferanslar verdi. Kerem, KöroÄŸlu, GilgameÅŸ, koral eserler, 5 senfoni, çeÅŸitli konçertolar, oda müziÄŸi eserleri, vokal ve enstrümantal parçalar, sayısız türkü derlemeleri, kitaplar, araÅŸtırmalar, makaleler yazdı. Eserleri New York NBC, Orchestre Colonne, Berlin Senfoni Orkestrası, Northern Sinfonia, Julliard Quartet gibi topluluklar tarafından seslendirildi. 1971'de yürürlüÄŸe giren Devlet Sanatçılığı Kanunu çerçevesinde ilk Devlet Sanatçısı unvanı Adnan Saygun'a verildi. Sanatçı, 6 Ocak 1991 tarihinde pankreas kanseri nedeniyle hayatını kaybetti. Etnomüzikoloji ile müzik eÄŸitimi konularında yayınları vardır. Çalışmaları ve diÄŸer belgeleri Ankara’da Bilkent Üniversitesi bünyesinde kurulan “Ahmed Adnan Saygun Müzik EÄŸitim ve AraÅŸtırma Merkezi”nde bulunmaktadır. Ahmed Adnan Saygun’un yapıtlarının seslendirme üzerindeki hakları SACEM’e aittir. Yayınlanan bir kısım yapıtlarının telif hakları Southern Music Company, New York ve Hamburg’taki Peer Musikverlag’a aittir. Müzikolog Emre Aracı tarafından kaleme alınan kapsamlı bir biyografisi Adnan Saygun – DoÄŸu Batı Arası Müzik Köprüsü adı altında Yapı Kredi Yayınları tarafından 2001 yılında yayımlanmış; hayat öyküsü ayrıca Mucize Özinal tarafından Dar Köprünün DerviÅŸi (2005) adıyla romanlaÅŸtırılmıştır.
Kitapları
• Türk Halk Musıkisinde Pentatonizm, 1936.
• GençliÄŸe Åžarkılar: Halkevi ve Mektepler için, 1937.
• Halk Türküleri: Yedi Karadeniz Türküsü ve Bir Horon, 1938.
• Halkevlerinde Musıki, 1940.
• Yalan (Sanat KonuÅŸmaları), 1945.
• Lise Müzik Kitabı (Halil Badi Yönetken ile birlikte), 1955.
• KaracaoÄŸlan, 1952.
• Musıki Temel Bilgisi, 1958 – 1966.
• Mod öncesi Ezgilerin Sınıflandırılması, 1960.
• Toplu Solfej, I – 1967, II – 1968.
• Töresel Musıki, 1967.
• Atatürk ve Musıki: Onunla Birlikte, Ondan Sonra..., 1982.
Çeviriler
Atatürk ve Musıki: Onunla Birlikte, Ondan Sonra..., Ankara, Sevda-Cenap And Müzik Vakfı, 1982.
167607
Toplam Gösterim167607
Sayfa Gösterim0
Youtube Gösterim0
Google Gösterim