Fevzi paÅŸa Blv.
Ä°zmir’deki camilerin en eskisi ve en büyüÄŸü olarak atfedilir. Avlusunun küçüklüÄŸü caminin hacmiyle tezat oluÅŸturur. Cami bugünkü adını, eskiden Ä°ç Liman’ın aÄŸzında bulunan fakat günümüze ulaÅŸmayan Hisar (Liman) Kalesi’nden almıştır. Cami’nin batısında KızlaraÄŸası Hanı, kuzeyinde Yorgancılar Çarşısı ve güneyinde de YaÄŸcılar ve Peynirciler Çarşısı bulunmaktadır. Tahtani olan bu caminin AydınoÄŸulları’ndan ÖzdemiroÄŸlu Yakup Bey tarafından yaptırıldığı, caminin ikinci adına istinaden öne sürülmektedir. Kitabesi bulunmayan bu cami, üç mihraplı olmasıyla ve büyüklüÄŸü ile diÄŸer camilerden ayrılır. Caminin ortasında merkezi büyük kubbe, sekiz adet fil ayağı üzerinde durmakta, yanlarda üçer büyük, arkada üç küçük ve son cemaat yerinde de yedi küçük kubbesi ile tek ÅŸerefeli minaresi bulunmaktadır. 1813, 1881, 1927 ve 1980 yıllarında onarım gören cami, güneyden ve batıdan payanda kemerleri ve duvarlarıyla desteklenmiÅŸtir. Dekorasyon 18 ve 19. yüzyılların etkisi ile zenginleÅŸtirilmiÅŸtir. Sütun baÅŸlıklarında, pencere üzeri ve cephe süslemelerinde mihrap, minber ve vaiz kürsüsünde Avrupa sanatsal etkilerini görmek mümkündür. Cami, Osmanlı dönemi Ä°zmir’inde kütüphaneleri bulunan camiler arasındaydı ve dış avlusunda yer alan kütüphanesiyle önemli yere sahipti. Yakın dönemin ünlü bestekarlarından birisi olan Rakım Erkutlu (1872-1948) Hisar Camii eski imamıydı ve çağımızın “Dede Efendisi” olarak görülen bu kiÅŸiliÄŸin, Hisar Camii’nin tarihinde farklı bir yeri vardır. Caminin meydanı bugün çiçekçiler, kahveler, boncukçular, baharatçılar, lokantalar ve kebapçılarla çevrilenmiÅŸtir. Åžu anda onarımı süren cami kısa zaman içinde tekrar Ä°zmir’le buluÅŸacaktır. Caminin tarihi bakımından çeÅŸitli kaynaklardan bulduÄŸumuz bilgileri burada özet halinde takdim ediyoruz: Ä°zmir’de bir zamanlar Kadifekale (Yukarı Kale) ve AÅŸağı Kale (Liman Kale) olmak üzere iki ayrı kale vardı. Ancak bunlardan baÅŸka, Osmanlıların Girit seferine önem verdikleri tarihlerde, Dördüncü Mehmet zamanında, bugünkü Ä°nciraltı ve Narlıdere arasına, yani körfezin ağız kısmı olarak tabir edebileceÄŸimiz yere Yeni Kale adında, üçüncü bir hisar da yapılmıştı. AÅŸağı ya da Liman Kale olarak nitelendirilen yer bugünkü eski Gümrük Binası (Konak Pier AlışveriÅŸ Merkezi) ile Hisar Camii ve KızlaraÄŸası Hanı arasındaki sahada kalan, eski Belediye Sarayı’nın bulunduÄŸu yerde yapılmıştı. Bu kalenin kimler tarafından ne zaman inÅŸa edildiÄŸine dair bir bilgimiz yoktur ancak San Pietro Hisarı da denilen bu kalenin ilk defa 1261 yılında Cenevizliler tarafından inÅŸa edildiÄŸi söylenmektedir (B.F. Slaars ve Iconomos, Ä°zmir Hakkında Tedkikat (Arab-zade Cevdet Tercümesi), Ä°zmir, 1932, s.28-29 ve 242-243) AydınoÄŸlu Gazi Mehmed Bey’in 1311 senesinde Kadifekale’yi aldığı sırada, Liman Kalesi muhtemelen Cenevizlilerin elinde bulunuyordu. (Mükrimin Halil, Düstürname-i Enveri, Ä°stanbul 1930, s.23) 1326-1328 yıllarında ise, AydınoÄŸlu Gazi Mehmed Bey’in oÄŸlu Gazi Umur Bey, aÅŸağı Ä°zmir bölgesini Frenklerin elinden alıp, bu limanda bir donanma teÅŸkil etmiÅŸ olduÄŸuna göre, San Pietro yani Liman Kale’nin de Türklerin eline geçtiÄŸi düÅŸünülmektedir. 1334 tarihinde Papalık, Fransa, Kıbrıs Krallığı ve Rodos ile Venedik cumhuriyeti filoları, Ä°zmir’de karaya asker çıkarmışlardı ancak Gazi Umur Bey, bu kuÅŸatmayı savuÅŸturabildiÄŸinden, Liman Kale’nin 1344 yılına kadar on yıl devamlı olarak Türklerin elinde kaldığı söylenebilir. 1344 yılı sonunda Papalık, Rodos Åžövalyeleri, Ceneviz ve Venedik devletlerinin filoları yeniden Liman Kale’yi ele geçirdiler. 1344-1348 yılları arasında Gazi Umur Bey, SaruhanoÄŸulları, KaresioÄŸulları ve OsmanoÄŸulları ile beraber, Çanakkale BoÄŸazı üzerinden Rumeli’ye akınlar düzenliyorlardı. Bu nedenle bu yıllarda Ä°zmir ÅŸehri ve Liman Kale Frenklerin elinde kaldı. 1348 yılında Gazi Umur Bey’in Ä°zmir kuÅŸatması sırasındaki vefatından sonra kardeÅŸi Hızır Bey, Ä°zmir’deki Latinler ile bir anlaÅŸma yaptı ve Liman Kale’yi Frenklere bıraktı. Yıldırım Bayezid 1390 yılında yukarı Ä°zmir ve Kadifekale’yi almış olmasına raÄŸmen, almaya teÅŸebbüs etmediÄŸi için 1348-1 Aralık 1402 tarihleri arasında Liman Kale Hıristiyanların elinde kaldı. 1402 yılında Timur, Liman Kale’nin etrafındaki hendeklere taÅŸ doldurmak ve Liman Kale duvarlarına toprak sürmek suretiyle yaptığı bir savaÅŸ sonucu Ä°zmir’i Latin iÅŸgalinden kurtardı ve onları haraca baÄŸladı. Timur daha sonra bu ÅŸehri, AydınoÄŸlu Gazi Mehmed Bey’in torunu Cüneyd bin Ä°brahim Bahadır Bey’e teslim ederek Ä°zmir’den ayrıldı. Ä°zmir, 1413 senesinde AydınoÄŸlu Gazi Mehmed Bey’in torunu Cüneyd bin Ä°brahim Bahadır Bey’in elinden alınarak Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’na baÄŸlandı. O dönem hükümdar olan kiÅŸi Çelebi Sultan Mehmet’tir. Bu esnada Rodos Åžövalyeleri’nin tamir ettirmekte olduÄŸu Liman Kale Osmanlılar tarafından tahrib edilmiÅŸtir. Böylece hisar ortadan kaldırılmak istendi. Ancak Katip Çelebi Cihannüma adlı eserinde üç köÅŸeli liman aÄŸzındaki Liman Kale’nin Fatih sultan Mehmet tarafından inÅŸa edildiÄŸi ve içinde bir mescidin bulunduÄŸundan bahsetmektedir. 1671 – 1672 yıllarında Ä°zmir’e gelen Evliya Çelebi de Ä°zmir’de iki kale olduÄŸunu söylemektedir. Kendisinin açıklamalarına dayanarak tarihçiler, Ä°zmir’in sahilinde bulunan Hisar Kalesi’nin sonradan yine yaptırıldığını, kalenin içinde ve kale kapısı önünde olmak üzere Hisar Kalesi ile ilgili olacak ÅŸekilde bir cami ile mescidin bulunduÄŸunu, ayrıca kale içinde bulunan mescidin daha önceden kilise olarak inÅŸa edildiÄŸini ifade etmektedirler. 1326 – 1328 yıllarında AydınoÄŸlu Mehmet Bey’in oÄŸlu Gazi Umur Bey’in kaleyi zapt ettiÄŸi sırada içindeki kiliseyi camiye dönüÅŸtürdüÄŸü, ancak 1344 yılında Ä°zmir (Hisar) Kalesi tekrar Latinlerin eline geçmesiyle bu mescid yine kiliseye dönüÅŸtürülmüÅŸ olduÄŸu söylenmektedir. Özetle, Hisar Kalesi el deÄŸiÅŸtirdikçe içindeki yapı mescid ve kiliseye sayısız defa dönüÅŸtürülmüÅŸtür. Åžu anda Hisar Kalesi artık ortada olmadığından, mescid de ÅŸu an yoktur. Bazı ifadelere göre Ä°zmir’in Hisar Kalesi önünde bulunan caminin XIV. Yy baÅŸlarına kadar bir kilise olduÄŸu güçlü bir ÅŸekilde vurgulanmaktadır. (Iconomos) Ancak bugünkü Hisar Cami’nin kimin tarafından net olarak hangi tarihte yapıldığı belli deÄŸildir. Ancak Münir Aktepe’nin Ä°zmir Yazıları adlı kitabında caminin diÄŸer adının Yakub Bey Camii olması nedeniyle, Evliya Çelebi’nin camiyi Molla Yakub Efendi’nin himayesinde olduÄŸunu belirtmesi ile vurgulandığı söylenmektedir. Ayrıca Ä°zmir Müzesi’nde Ä°zmir camilerine ait eski eser fiÅŸlerinden Hisar Camii’nin 1597-98 yıllarında ÖzdemiroÄŸlu Yakub Bey tarafından yaptırıldığı ifade edilmiÅŸtir. Ancak yine aynı dönemde Ä°zmir’de yaÅŸayan ve büyük bir zayiyesi bulunan Åžeyh Yakup adında bir zatın da bulunduÄŸu ifade edilmektedir. Görülen odur ki üç farklı Yakup Bey karşımıza çıkmaktadır. Ancak en güçlü varsayım ÖzdemiroÄŸlu Yakub Bey tarafından yaptırıldığıdır.
25569
Toplam Gösterim25230
Sayfa Gösterim339
Youtube Gösterim0
StreetView Gösterim