Kabatepe Mevkii
0286 814 10 25
Gelibolu Tarihi Milli Parkı
Milli Park olan Gelibolu 33 bin hektarlık bir alanı kapsamaktadır. Savaşın anıları ve izleri ile dolu alan Türkiye’nin yakın tarihi için çok önemlidir. Çanakkale‘den vapurla veya dolmuş motorları ile (Motorlar otomobil de alıyorlar) Kilitbahir’e kolayca ulaşım sağlanıyor.
Gelibolu Yarımadası boyunca Türk şehitleri ve yabancı askerlerin anısına yapılmış başka anıtlar ve Avustralya (Anzak), İngiliz ve Yeni Zelanda mezarlıkları da bulunuyor. Burada savaşan ve çok sayıda can yitiren Anzak askerlerinin çocukları ve torunları her yıl Anzak Günü ilan edilen 25 Nisan’da ortak acımızı paylaşmak için ziyarete geliyorlar. Bir büyük savaş birbirine çok uzak iki halk; Türkler ve Anzaklar arasında sağlam bir dostluk kurulmasına neden oldu.
Eceabat‘tan başlıyor
Kilitbahir, Çanakkale‘nin tam karşısında ve boğazın en dar yerinde. Fatih Sultan Mehmet Bizans’ı kuşatma hazırlıkları sırasında buraya bir kale inşa ettirmiş. Amaç, Bizans’a yardım için gelebilecek Latin donanmasını engellemek. Marmara Denizinin kilidi sayıldığı için de Kilitbahir (Deniz kilidi) Kalesi denmiş. 1915′te Çanakkale Savaşları sırasında da önemli bir savunma noktası oldu kale. Yonca yaprağı şeklindeki kale ziyarete açık.
İlk durak Tanıtma Merkezi
Eceabat ilçesinin güney kıyısını izleyerek 500 metre sonra Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Tanıtma Merkezi’nden başlamakta yarar var. Yol üzerinde solda İsimsiz Yüzbaşı Şehitliği ve Tanıtma Merkezi yakınındaki 1807 yapımı Çamburnu Kalesi’ni görmüş oluruz. Günümüzde kafeterya ve plaj tesisleriyle hizmet veriyor.
Balkan Harbi Şehitliği
Tanıtma Merkezi’nin güneyinde yakındaki tepe Çamburnu. Buraya çıkan asfaltın sağında 2,5 metrelik bir anıt var. “Balkan ve Çanakkale Savaşları’nda şehit düşenler için 1962′de yapılmış. Boğaz buradan güzel görünür.
Kilid-ül Bahir (Deniz Kilidi)
(Günümüzde Kilitbahir olarak söyleniyor.)
Çamburnu’ndan güneye ilerlemeli. Sağ tarafta İsimsiz Topçu Yüzbaşı şehitliği var. Değirmenburnu denilen yöre savaş döneminde hastane olarak kullanılmış.
Biraz ilerleyince 3. Tabur giriş kapısı önünde Yüzbaşı Tahir Bey’in mezarı; askeri birliğin üst tarafındaki yamaca tüm boğazdan görülen Mehmetçik Silüeti çizilmiş. Silüetin yüksekliği 55m.
Kilitbahir Köyü’nde daha önce sözettiğimiz çok iyi durumdaki kale gezilebilir.
Kilitbahir kalesinin güneyindeki Namazgah Tabyaları daha eski dönemlerde yapılmış ama Çanakkale Savaşları’nda da kullanılmış. Tabyaların önünde Zargana Plajı günübirlik kullanıma uygun.
Seyit Onbaşı ve Rumeli Mecidiye Tabyası
Hamidiye Tabyaları’nın bitiminde solda SeyitOnbaşı’nın anıtı var. Sağ taraftaki tepe ise Mecidiye Tabyası. Tabya komutanı Yüzbaşı Hilmi Bey’in komutasındaki bu stratejik nokta 18 Mart günü yoğun saldırıya hedef oluyor. Bataryadaki topların çoğu parçalanıyor, askerin çoğu şehit oluyor. Ancak Seyyit Onbaşı 276 kiloluk mermiyi tek başına sırtlanır ve merdivenlerden çıkararak hasarsız toplardan birine yerleştirerek topu ateşler. Bu mermi Fransız zırhlısı Ocean’a isabet eder ve zırhlı batar. Fransız filo komutanı çekilme emri verir. Bu kritik atışla ilgili bir söylencede merminin bacadan geminin içine düştüğü anlatılıyor. Seyyit Onbaşı savaştan sağ çıktı ve memleketi Havran’a dönebildi.
Havuzlar Mesire Alanı
Seyyit Onbaşı heykelinden sahil yolunu izleyerek 1.5 km. kadar ilerlendiğinde tarihi çınarlarla kaplı Havuzlar Mevkisi’ne varılır. Antik Çağda burada Arrhiarel kentinin varlığı biliniyor ama kazı yapılmamış durumda. Çınarlar arasında tarihi çeşme Şeker Pınarı ve havuzların Boğaz’dan geçen gemilerin su ihtiyacını karşılamak üzere kurulmuş olduğu düşünülüyor.
Havuzlar Şehitliği
Mesire yerinin sol tarafından deniz kıyısında 1961′de yapılan şehitlik 21 Haziran 1915′de Kerevizdere’de şehit olan 2 subay ve 8 erin anısına yapılmış. Kerevizdere’deki çarpışmalarda altıbine yakın şehit olduğu bilindiğine göre bu şehitlik “temsili” sayılabilir. Aynı yerde 2500 Fransız askeri de canını yitirmişti.
Soğanlıdere Bataryası ve Yzb. Şemsettin Çamoğlu anıtı
Kıyı boyunca ilerlenince 2 km. kadar sonra yol sağa dönüp denizden uzaklaşıyor. Burada Soğanlıdere akıyor. Hava bombardımanında şehit olan bir onbaşı ve sekiz er adına yapılmış.
Alçıtepe (Kirte)
Soğanlıdere’den Behramlı Köyü’ne ulaşılıyor. Sola sapan yol 2 km kadar sonra Alçıtepe Köyü’ne çıkıyor. Sol taraftaki askeri birliğin bahçesinde Alçıtepe Garnizon Anıtı var. Onbin kadar askerin kemiklerinin köylüler tarafından toplanıp buraya getirildiği söylenegelir. Onların anısına mermer bir anıt yapılmış.
Alçıtepe’nin eski adı Kirte (Kirthea). 25 Nisan 1915′de yapılan çıkartma harekatının hedefiydi.
Kirte sonradan Mareşal olan Fevzi Çakmak’ın karargahının bulunduğu yerdi. Garnizon Anıtı’nın solundan dönen toprak yol doğuya doğru Alçıtepe’ye çıkıyor.
İtilaf Kuvvetleri gemilerden topçu desteği ile çııkıp Kirte Deresi’nde toplandıkları ve 28 Nisan’da başlayan ve 3 aşamada devam eden Kirte Savaşları’nda ondörtbin Türk ve bir o kadar da itilaf devletine bağlı asker öldü. Türk kuvvetleri tüm olanaksılıklarına rağmen cepheyi korumayı gene de başarıyorlardı. Yol boyunca görülen Skew Bridge, Redoupt, Twelve Tree Copse, Pink Farm mezarlıkları Kirte savaşlarında ölen yabancı askerler için yapıldı.
Son Ok Anıtı
Alçıtepe Köyü’nün batısına doğru giden yol Son Ok Anıtı’na çıkıyor. Bu anıt 3. Kirte Savaşı’ndaki bine yakın şehit için son kurşunun atıldığı yer olduğu için burada yapılmış. Cephanesi biten Türk askerinin burada süngü takarak düşmanını püskürttüğü anıtın kitabesinde yazıyor.
Sargıyeri Anıtı
Sonok Anıtı’ndan 1 km. sonra heybetli bir Mehmetçik Anıtı var. Bu tunç heykel Sargıyeri Anıtı’nın nöbetçisi olarak tasavvur edilmiş. Sargıyeri adı burada kurulan seyyarhastaneden geliyor. İngiliz kuvvetlerinde bulunan Gurkalar 28 Haziran 1915′de yaralılara ilk müdahalenin yapıldığı bu seyyar hastaneye baskın düzenlemişler ve yaralılar sağlık personeliyle birlikte katledilmişti.
Nuri Yamut Anıtı
Zığındere’deki çatışmada ölen onbin askerin anısına dikilen bu anıt Mehmet Çavuş Abidesi’nden sonraki ilk özel anıttır. 1943 yılında Nuri Yamut Paşa tarafından yaptırılmıştı. Paşa’nın bu anıtı yaptırmak için İstanbul’daki iki evini sattığı söylenir. Tüm şehitlerin kemiklerinin toplanıp mermer kaidenin altına gömüldüğü anlatılagelir.
Ertuğrul Koyu
Hellas Anıtı’nın hemen alt tarafındaki tepede Ertuğrul Tabyaları vardı, sağlam olarak korunan bu tabyalar 25 Nisan 1915 çıkartmasının tanığıdır.
25 Nisan 1915 günü Ertuğrul Koyu’na çıkarma harekatı başladı. İlk girişim başarısız oldu. Ertesi günü çok şiddetli bambardıman altında çıkarma yapılabildi. Ama bu çıkarma altıbin askerin canına malolmuştu.
Yahya Çavuş Anıt Şehitliği
Çıkarmaya direnen birliğin komutanı Yahya Çavuş’du ve takımı sadece altmışüç askerden oluşuyordu. Yahya Çavuş’un sağ kurtulduğu bu mevzide ölen askerlerin şehitliğidir burası.
İlk Şehitler Anıtı
Seddülbahir Köyü’nde kalenin yakınında İlk Şehitler Anıtı bulunuyor. Bu asıl savaşın başlamasından önce boğazın girişine gelip habersiz top atışına başlayan harp gemilerinin ateşi sırasında patlayan cephanelikte canlarını yitiren subay ve erlerin anıtıdır.
Hisarlık Tepe / Çanakkale Şehitler Abidesi
Şehitler Abidesi Tarihi Milli Park’ın simgesi gibidir. Çanakkale boğazının karşı kıyısı da dahil çok geniş alandan görülür. Anıt için Morto Koyu’nu geçip Hisarlık Tepe’ye çıkmak gerekiyor. Burası antik Elailous kentinin bulunduğu yerdir aynı zamanda.
Çanakkale Savaşları’nda İtilaf kuvvetlerinin en büyük saldırısı 18 gemilik donanmanın Boğaz’a girmesiyle ve kıyıları müthiş bir bombardımanatutmasıyla başlamış oluyor. Ancak Nusrat Mayın Gemisi’nin 8 Mart gecesi Karanlık Liman’a yerleştirdiği 26 mayından haberleri yoktur. Limana giren Bouwet zırhlısı mayınlardan birine çarparak 680 personeli ile birlikte batıyor. Yardıma giden iki gemi de mayın ve top ateşi ile batırılıyor. Altı zırhlı da yara alıyor.
Marmara’ya girip İstanbul’u teslim almak için başlayan harekat aynı gün içinde ricatla bitiyor. İşte bu noktada, savaş boyunca şehit olan 253.000 Türk askeri için en 41.70 metrelik büyük abide yapıldı.
Kabatepe Tanıtım Merkezi’nden Anzak Koyuna Şehitler Anıtı ziyaretinin ardından Kabatepe’ye yöneliyoruz. (Kabatepe Tanıtma Merkezi de burada). Tanıtma Merkezi’nden sağa dönüp sahile inilip 3 km. daha ilerleyince yabancı mezarlıkları var: Shell Green, Beach Shrapnel Valley, Plugges Plateau. Anzakların çıkartma yapmaya çalıştığı ve büyük kayıplar verilen koydur burası. Türkiye Bakanlar Kurulu kararı ile buraya Anzak Koyu adını verdi, Avustralya’nın Melbrun kentinde de bir Atatürk Parkı yapıldı nişane olarak.
Seddülbahir
Nuri Yamut anıtından sonra aynı yoldan geri dönüp Sonok Anıtı’nı, İngiliz kuveetlerine ait mezarlıkları geçince İlyas Burnu’nun solunda Seddülbahir köyü ve kalesi görülüyor. Kale 1660′da yapılmıştı.
Helles Anıtı
Seddülbahir’de yarımadanın en uç noktasındaki anıt İngilizlerin Helles Anıtı. Burası Kraliyet Tümeni’nin karaya çıktığı noktaya hakim tepedir. 30 Metrelik anıt canlarını yitiren 20.760 asker için dikilmiş. Sütun üzerinde savaşa katılan gemilerin adları yazılı. Yan yüzlerde Anzak ve Sulva ile burada savaşan birliklerin adı ve çevre duvarında ölenlerin tek tek isimleri, rütbeleri yazılı.
Mehmetçiğe Saygı Anıtı
Anafartalar Ovası’na doğru giden yol üzerinde yabancı mezarlıkları var: Walker Ridge, The Neck, Embarkation Pier N.2, 7th Field Ambulance.
Bir km. sonra Damakçılık Bayırı Anıt Kitabesi görülür.
Kabatepe’ye doğru giderken Conkbayırı levhasından sola dönünce 2 km. sonra Mehmetçiğe Saygı Anıtı karşımızda. Savaşa üsteğmen olarak katılan ve daha sonraları Avustralya Genel Valisi olan Cosey’in anlatımından canlandırılmış bir anıt. Cosey on metre aralıklı siperler arasında çatışma sürerken savaşa ara verildiğinde yaralı ve ölülerin toplanması sırasında yaralı bir İngiliz subayını bir Türk askerinin siperinden çıkıp İngilizlerin siperine bırakıp dönüp gidişini anlatışına dayanan gerçek bir öyküden alıyor adını ve konusunu. Kuzeye doğru devam edildiğinde Kanlı Sırt Kitabesi, ardından Yeni Zelandalılar için yaptırılan Lone Pine (Tek Çam) Anıtı’nı görüyoruz.
57. Alay Şehitliği
Atatürk’ün 57. Alay’a verdiği çok ünlü emir şöyleydi:
“Ben size taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar kaim olabilir.”
Emri alan 57. Alayın erinden komutanına kadar tamamı burada şehit oldular. 57. Alay Şehitliği ve Şehitlik Anıtı burada. Biraz ileride de En Yaşlı Gazi Anıtı ile Mehmet Çavuş Anıtı görülüyor.
Conk Bayırı
Conkbayırı’na ilerlerken Quinst Post, Baby 700 mezarlıklarını görüyoruz. Kocaçimen Tepe’yi almaya çalışan Anzak askerlerini 25 Nisan sabahı Mustafa Kemal bu tepede durdurmuştu. Anzakların ilk direnişle karşılaşmaları ve 2000 kayıp vererek geri çekilmeleri burada gerçekleşmişti. Burada beş kitabe dikili.
Atatürk Zafer Anıtı
Conk Bayırı’nın kuzey bölümü Mustafa Kemal’in bir hücum sırasında göğsüne isabet eden şarapnel parçasından cebindeki saat sayesinde yara almadan kurtulduğu yerdir. Buradaki Atatürk anıtı bu olayın hatırasını canlandırıyor.
Yeni Zelanda Anıtı (Chunuk Bair)
952 yeni Zelendalı askerin anısına dikilmiş. Araştırmacılar aslında Yeni Zelandalıların Besim Tepe ile burayı karıştırdıklarını ve anıtı yanlış yere yaptıklarını belirtiyorlar.
Kocaçimen Tepe
Bu kez Conkbayırı’na geri dönüp kuzeydoğu yönüne gidiliyor. Besim Tepe’yi geçtikten sonra Kocaçimen Tepe’ye varılıyor. Anafartalar Savaşı burada oldu. 6 Ağustos’da başlayan taarruz sırasında Mustafa Kemal Anafartalar Grup Komutanı olarak görevlendirilir. 10 Ağustos sabahı girişilen süngü saldırısı ile Mustafa Kemal 1. Anafartalar zaferini kazanır. General Hamilton’un kumandasındaki kuvvetler dört gün içinde 25.000 asker kaybetmişlerdir.
Çamlı Tekke / Mustafa Kemal’in karargahı
Büyük Anafartalar köyünden ulaşılan Çamlı Tekke M. Kemal’in Anafartalar Grup Komutanı olduktan sonraki karargahıdır. 21 Ağustos Anafartalar yeniden düşman ateşiyle karşılaştı. Üst üste yinelenen saldırılar her seferinde Türk askeri tarafından püskürtüldü. İngiliz soylularının oluşturduğu 2. süvari tümeni bu saldırılardan beş bin ölü ve 12 bin civarında yaralı ile geri dönebildi.
Akbaş Mevkisi ve Şehitliği
Savaşın en ilginç izlerinden birisi bu yörede. Bu yörede Fransız ve Senagalli askerlerin koruduğu büyük cephaneliğe Hamdi bey 19 arkadaşı ile denizden gelerek baskın yapar. Bütün cephaneyi Lapseki’ye taşınlar. Köprülü Hamdi Bey daha sonra bir Anzavur askeri tarafından vurulacaktır.
Büyük Kemikli Burnu
Saros Körfezi’nde dalgaların bir heykeltraş gibi oyup şekil verdiği kayalar görülmeye değer. Küçük Anafartalar köyünü geçip Körfez’e doğru giderken önce bir lagün gölü var. Eskiden tuzla olarak kullanılan göl artık balık çiftliği. Sahile çıkıldığında uzun ince kumsallı bir plaj ve burunda ilginç kayalar.
Sahil boyunca ilerleyince Gavur Limanı diye anılan balıkçı köyü çıkıyor karşımıza. Buradan çıplak gözle görülebilen, 200 metre kadar açıkta bir batık var. Suyun üstende kalan kısmı hurdacılar tarafından traşlanıp götürülmüş batık 27 metre derinliğe oturmuş bir İngiliz savaş gemisinin kalıntısıdır bu. Çevredeki koylar dolaşıldığında beş on metre derinlikte bile gemi batıkları görülebiliyor. Ancak bu batıklara dalmak izne bağlı.
Dalış kulüpleri izin işlerini hallediyorlar. İyi yüzücüler şnorkelle bile dalıp batıkları seyredebiliyorlar. Yüz yıla yakın bir zamandan beri burada duran batıklara bakıp tarihin dramatik günlerini hatırlıyor insan. Bir büyük savaşın acılarını…
Koleksiyonun bir bölümü de Kabatepe Tanıtma Merkezi Müzesi’nde sergileniyor. 2006 yılında, Bakkal Salimin kolleksiyonunun sergilendiği ev yeniden düzenlendi.
Alçıtepe, Seddülbahir, Kilitbahir ve Bigalı köylerini kapsayan rehabilite çalışmaları sürüyor.
13763
Toplam Gösterim13763
Sayfa Gösterim0
Youtube Gösterim0
Google Gösterim