Agora Antik Kenti
Agora etimolojik olarak şehir meydanı, çarşı, pazar yeri demektir. Ticarî, adlî, dinî, siyasî fonksiyonları olan agora, sanatın yoğunlaştığı, felsefenin temellerinin atıldığı; stoaların, anıtların, sunakların, heykellerin bulunduğu yerdir. Tüccarların kalbidir. İzmir'in Namazgâh semtinde bulunan agora, Roma Döneminden (M.S. 2. yüzyıl) kalmadır ve Hippodamos şehir planına göre merkeze yakın yerde üç kat halinde inşa edilmiştir. İzmir agorası İon agoralarının en büyük ve en iyi korunmuş olanıdır. İlk agoralar şekil olarak son derece basit olup, bir kürsü ve oturma yerleri bulunan mekânlar coşkulu konuşmalara sahne olmaktaydı. Dini içerikli şenlikler ve tiyatro gösterileri de ilk zamanlar agorada düzenlenmekteydi.
Agoralar, kentin siyasî, idarî, adlî ve ticarî merkezi durumundaydı. Agoralar için her kentin merkezinde birkaç yapı adası ayrılırdı. Agora alanının etrafı portikolarla (sütunlu galeriler) çevrelenirdi. Galerilerin gerisinde bouleuterion (meclis binası), prytaneion, resmî ofisler, mahkeme, borsa, arşiv, et ve balık pazarı, latrina (tuvaletler) gibi kamu yapıları yer alabilirdi. Portikolar güneşli, yağmurlu, aşırı soğuk ve sıcaklarda insanların korunması ve sığınması için kullanılan yarı açık alanlardı. Agora avlusunda önemli kişiler, günler ve anlaşmalar için dikilmiş basamaklı anıtlar, heykeller, dinî törenlerde adak yapılan altarlar, eksedralar (mermer oturma yerleri), kentin saygı gösterdiği bir tanrının tapınak ve sabit sunağı yer alırdı.
Smyrna Agorası, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde mezarlık alanı olarak kullanılmıştır. Antik Çağ'da her kentte en az bir agora bulunurdu. Kimi büyük kentlerde ise genellikle iki tane yer alırdı. Bunlardan biri devlet işlerinin görüldüğü, etrafında çeşitli kamu binalarının toplandığı devlet agorası, diğeri ise ticarî faaliyetlerin yoğunlaştığı ticaret agorasıydı.
92891
Toplam Gösterim92891
Sayfa Gösterim0
Youtube Gösterim0
Google Gösterim