Hakkımızda
1840 yılına kadar bugünkü anlamda belediye hizmetlerini yerine getiren bir kurum yoktu. Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde, mutasarrıf ve valilerin direktiflerine göre hareket edilir , vakıfların sosyal amaçlı faaliyetlerinden yararlanılırdı.
1833-1840 yılları arasında Adana'ya hakim olan Mısırlı İbrahim döneminde vakıflara da çeki düzen verildi ve hizmetler yelpazesi arttırıldı. XIX'uncu yüzyılın ikinci yarısına girilirken, bugünkü vilayet sınırları içinde 350 kadar vakıf bulunmakta idi ve bunlardan 55 tanesi çeşitli yörelere su sağlamak üzere görev üstlenmişti. Yine, 14 tanesi Eğitime yönelik etkin hizmetler verirken 5 tanesi bina ve yapım işlerine bakıyor , 2 ' si de aşevi ve han gibi kurumları yönetiyordu.
1860 yılında patlayan Amerikan İç Savaşı, Adana'yı önemli ölçüde etkilemişti. Başta İngiltere olmak üzere, Avrupa 'nın en çok gelir getiren endüstrisi tekstil için gerekli pamuk Amerika ' dan geliyordu. Amerika, karın tokluğuna çalıştırdığı Afrikalı köleler sayesinde binlerce ton ürünü üstelik çok ta ucuza mal edebiliyordu. İç Savaş nedeniyle stoklar hızla erirken yenisi yetiştirilemiyordu. Avrupa, gerçek anlamda panik yaşamaya başlamıştı ki, İngiliz, Fransız ve Alman heyetleri peş peşe saraya gelip Padişahtan Adana ve Mısır' da pamuk ekimini teşvik için özel imkanlar kopardılar. 1963 'ten itibaren de yüzlerce Avrupalı Adana'ya gelince kentin genel görünümü çok değişti. Yeni gereksinimler ortaya çıktı. Levanten denilen Avrupalılar daha modern bir kent yaşamı için bildiklerini ortaya koyarken para ve malzeme desteğinde de yarışa girmişlerdi. Çünkü her ülke, Adana ' da kendi mutlak üstünlüğü için elinden geleni yapıyordu.
Yeni arayışların bir sonucu olarak, 1870 yılında, ''Muhtesiplik'' adı altında bir kurum oluşturuldu. Bu kurum, bir anlamda günümüz belediye kavramlarının ilk formu idi. İlke olarak, "ihtisap ağaları'' denilen yetkili denetçiler kurumu şeklinde çalışıyordu. Örneğin, tartı aletleri, gıda maddelerinin fiyatları ile nitelikleri, kentin temizliği ve nihayet yapı işleri, bu ağalar tarafından denetlenmekte idi. Muhtesiplik ihdas edilirken, Ezene olan ismi de Atana şekline dönüştürüldü.
Muhtesiplikle gelen yenilik, 1871 yılında Adana Belediyesi olarak yeni formuna kavuştu. Aynı zamanda, pek benimsenmemesi üzerine Atana ismi bu kez Adana oldu.
İlk Belediye Başkanlığına da Gözlüklü Süleyman Efendi getirildi. Belediye Başkanı, o güne kadar hiç tanınmamış yepyeni kavramlarla uğraşmak yerine, muhtesiplik yönetimini devam ettirmekle yetindi.
1877- 79 yıllarında başkan olan Kirkor Bezdikyan ile görevi devralıp 1881 yılına kadar sürdüren Sinyor Artin, Ievantenlerin de yardımlarıyla daha çağdaş belediyecilik yaptılar. İki başkan zamanında yollar genişletildi. Parke taşlarla kaplama işlerine geçildi. Drenaj kanal ve hendekleri açıldı. Ancak, bütün bunların ötesinde, kent yönetimi kavramı gelişti. Temizlik ve aydınlatmaya ilkeler getirildi. 1908 yılında da ilk kanalizasyon çalışması başlatıldı.
Bundan sonra kopan ve halkımızca İğtişaş şeklinde isimlendirilen Ermeni Ayaklanması (13-14 Nisan 1909) ve takip eden olaylar içinde belediye hizmetleri akamete uğradı. İşgal sırasında ise ( 1918 -1921 ) kent yönetimi tamamen Fransızlar 'ın elinde idi. Belediye Başkanı ve hatta Vali tamamen göstermelik amaçla tayin edilmiş yandaşları idi.
8 Ekim'de toplanan Pozantı Kongresi, Adana'nın gerçek Belediye Başkanlığı'na Dıblanzade Mehmet Fuad Bey'i seçti. Meclis üyeliklerine de Ahmet Remzi Bey (Yüreğir), İbrahim Kethüda, Halil Bey (Savatlı), Haydarzade Ali ve İsmail Karadayı seçildi.
Kurtuluştan sonra Belediye Başkanlığı 'na getirilen Ali Münif Yeğenağa, aynı zamanda Cumhuriyet Döneminin ilk başkanı idi (1922-1926). Arkasından göreve gelen Turhan Cemal Beriker 1938 yılına kadar aktif başkanlık yaptı. Adana 'da önemli tesislere, planlı çalışmalara ve önemli binaların kuruluşuna imza attı. Sebze hali, park hizmeti veren bahçeler, birçok yeni yol ve buzhane bunlardan bazılarıdır. Aynca 1930 yılında kurulan Adana Elektrik Şirketi'ni de teşvik ederek Adana 'ya elektriğin getirilmesinde yardımcı oldu. Bu şirket 1943 yılında devletleştirilerek Belediyeye devredilmiştir.
Etiketler
AYDiN HAKSEVER
Başarılı bir hizmet var. Girişte; hizmet ve güvenlik tedbirleri güzel
5 yıl önceMt Yalçın
Öncelikle dolmuş ve mavi otobuslerin daha çok belediye otobüslerinin neden daha az olduğunu merak ediyorum. Carsidaki otobüs ve dolmuş karmaşasıni İnönü parkının önünden bahsediyorum nasıl olurda 4 yılda daha sorunsuz olması gerekirken daha sorunlu hale geldi gereksiz bir karmaşa var ışıkların orada. Nasıl oluyorda para geçersiz dediginiz halde, para topluyor otobüs ve dolmuşlar maliye ye bildirin madem vergisiz kazanç diye onlar işlem yapsın. Ayrıca yaptığınız köprünün ismi neden devlet bahçeli herkese hitap eden bir isim olmamasına rağmen nasıl oldu da kendiniz böyle karar verdiniz. T. Özal da ki özsüt nasıl oluyor da kaldırımın sonuna kadar masa sandalye atabiliyor. Nasıl oluyorda yol kenarında park ücreti 3 TL den başlıyor Ankara 1 TL yapmışken Aski ve Adana Demir spora verilen paralar kaynak olarak nereden geldiği neden söylenmiyor Secilmeden önce çılgın projeleriniz vardı onlara ne oldu ? Cumhurbaşkanı ile o kadar kötü oldunuz, ne olduda tekrar ettiğiniz sözleriniz den döndünüz?
6 yıl önceRamazan Tetik
Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin deltasında verimli sulak arazide kurulu Adana’nın tarihi, coğrafi konumu nedeni ile M.Ö. 6000 yıllarına dek uzanmaktadır. Adana, Antik Kilikya Bölgesi’nin en önemli şehirlerinden birisidir. Hititler’den Osmanlı’ya, gelmiş geçmiş birçok medeniyetlerin beşiğidir. Yaygın görüşe göre Adana, adını Yunan mitolojisine göre Gök tanrısı Uranus’un oğlu Adanus ‘dan almıştır. Ancak bu konuda başka muhtelif görüşler de ileri sürülmüştür. Bir görüşe göre Adana’ya ait en eski yazılı kayıtlara ilk defa, Anadolu yarımadasının en köklü uygarlıklarından biri olan Hititlerin kaya kitabelerinde rastlanmaktadır. Boğazköy metinleri olarak bilinen M.Ö. 1650 yıllara tarihlenen bir Hitit tabletinde, Adana havalisinden Uru Adania yani Adana bölgesi olarak bahsedilmektedir. Bu konuda sadece bu tablet dikkate alınacak olsa bile Adana isminin en az 3640 yıllık bir geçmişi vardır. Bir başka rivayete göre eski çağlarda Seyhan nehri kıyılarının bol miktarda söğüt ağacı ile kaplı olması ve bu ağacın Mezopotamya kavimlerince And ağacı olarak tanınması da kente Adana isminin verilmesinde etkili olmuştur. Yine başka bir görüşe göre, ormanlık yörelerde yaşadığına inanılan Fırtına tanrısı Adad (Tesup) adının, ormanları bol Toroslar ile Seyhan nehri bölgesinin oluşturduğu Adana yöresine isim olarak verilmiş olduğuna inanılmaktadır. Fenikeliler de bölgeye efendi anlamına gelen tarım ve bitki tanrısı Adonis’in adını vermişlerdir.
6 yıl önceFatih Mehmet Çelik
Güzel hizmetler
5 yıl önceKing Royal
ömrümde adanaya gitmiş değilim gitmeyi de düşünmüyorum. belediye başkanınız sağolsun günde en az 5 mesaj atıyor cumamızı kutluyor iftar çadırına çağırıyor. bu ilgi alakayı görünce sanarsınız ki adanada yoksul fakir aç kimse kalmadı belediye bütçesinden binlerce SMS satın alıp istanbuldan Adana'ya milleti davet ediyor.
6 yıl önce